fe dergi Aralık Sayısı-2022/2

Beden, Emek, Öznellik/ Body, Labour, Subjectivity

Toplumsal İnşa Alanı Olarak Menstruasyon: Kadınların Deneyimlerindeki Baskı ve Mücadelenin Çözümlenmesi/ Menstruation As a Social Construction Field: Analysis of Oppression and Struggle in Women’s Experiences
Merve Yılmazbilek (s.1-16)

Göçmen Kadının Öznelliği Tartışması Üzerine/ Discussions on Migrant Women’s Agency in the Migration Studies on Turkey
Nazlı Şenses & Funda Gençoğlu (s.17-32)

Türkiye’de Ücretli ve Ücretsiz Emek Ekseninde Kadınlarla Erkeklerin Hem Kendi İçlerindeki Hem de Kendi Aralarındaki Eşitsizlikler/ Inequalities Both Within and Between Women and Men in the Axis of Paid and Unpaid Labor in Turkey
Mustafa Gültekin (s.33-55)

Şiddetle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar/New Approaches to Combating Violence

BAK ŞU KONUŞANA! 52 Hafta 52 Erkek Tesadüf Değil Erkek Şiddeti projesinin söylem analizi / LOOK WHO IS TALKING! Critical Discourse Analysis of 52 Weeks 52 Men
İlkay Özküralpli (s.56-69)

Kitap İncelemesi/Book Review: Locating the Opposition to Istanbul Convention in the Multilayered Dynamics of Gendered Challenges: Reflections on an Actor- Centered Analysis on Eastern Europe: Politicizing Gender and Democracy in the Context of the Istanbul Contention, by Andrea Krizsan and Conny Roggeband/ Çokboyutlu Toplumsal Cinsiyetli Karşıkoyuşlar Çerçevesinde Doğu Avrupa’da Aktör Odaklı Bir Analiz Üzerine Değerlendirmeler: Toplumsal Cinsiyet ve Demokrasinin İstanbul Sözleşmesi Bağlamında Siyasallaştırılması, Andrea Krizsán & Conny Roggeband
Canan Aslan Akman (s.70-77)

Temsil ve Kurmacada Cinsiyet Sınırları/ Borders of Gender in Representation and Fiction

Crossing the Borders of the Genre and Gender: Jeanette Winterson’s Redefinition of the Bildungsroman in Oranges are Not the Only Fruit/ Edebi Türün ve Toplumsal Cinsiyetin Sınırlarını Aşmak: Jeanette Winterson’ın Tek Meyve Portakal Değildir Romanında Bildungsroman’ın Yeniden Tanımlanması
Dilek Öztürk Yağcı (s.78-89)

Repositioning the Representation of Femininity in H.D.’s “Garden” /H.D.’nin “Bahçe” adlı Şiirinde Kadınlık Temsilinin Yeniden Konumlandırılması
Tuğba Karabulut (s.90-102)

“Sabahat Filmer ve Binnaz (1919): Sinemasal Bir Palimpsestte Gerçek ve Kurmaca, ya da Kadınların Eylemliliğini Anlamak”/ Sabahat Filmer and the movie Binnaz: Reality, Fiction and Women’s Agency in a Cinematic Palimpsest
Canan Balan (s.103-116)

14. yılımızın son sayısında üç dosyamız var. Beden, Emek, Öznellik dosyamızın ilk yazısı “Toplumsal İnşa Alanı Olarak Menstruasyon: Kadınların Deneyimlerindeki Baskı ve Mücadelenin Çözümlenmesi” makalesinde Merve Yılmazbilek’in 21 katılımcıyla yaptığı görüşmeler, bireysel menstrüasyon deneyimleriyle kültürel anlamların nasıl da sıkı sıkıya örüldüğünü gösteriyor. Menstrüasyona ilişkin klasik feminist tartışmalar, atanmış cinsiyetin ötesindeki menstrüasyon deneyimlerine ve bu deneyimlere ilişkin literatüre ilişkin tartışmalara dair soru işaretleri uyandırıyor. Nazlı Şenses ve Funda Gençoğlu tarafından hazırlanan “Göçmen Kadının Öznelliği Tartışması Üzerine” başlıklı makale, Aralık sayımızın ikinci yazısı olarak dergimizde yer alıyor. Akademiden siyasete, gündelik hayat pratiklerinden ekonomiye kadar birçok konuda kendisine tartışma alanı bulan “göç” konusuna feminist bir yapısöküm girişiminde bulunan yazarlar, genel düzlemde göçü, özelde ise göçmen kadını odak noktalarına alarak literatürdeki eksikliği gidermeyi kendilerine hedef ediniyorlar. “Türkiye’de Ücretli ve Ücretsiz Emek Ekseninde Kadınlarla Erkeklerin Hem Kendi İçlerindeki Hem de Kendi Aralarındaki Eşitsizlikler” makalesi Türkiye refah rejimi içinde ücretli ve ücretsiz kadın emeğinin bir bütün olarak değerlendirilmesi zorunluluğuna vurgu yapıyor. Bu yazıda 1980’lerden günümüze, Türkiye’de kadın ve erkeklerin hem kendi içlerindeki hem de kendi aralarındaki eşitsizliklerin eğitim durumu, medeni durum ve sosyal güvenlik kurumuna kayıtlılıkları üzerinden analiz edilmiş ve 1988, 2003 ve 2019 yıllarında hem erkeklerin hem de kadınların eğitim durumu ile işteki durumları arasındaki ilişkisel yapı keşfediliyor.

İkinci dosyamız Şiddetle Mücadelede Yeni Yaklaşımlar’ın ilk yazısı “BAK ŞU KONUŞANA! 52 Hafta 52 Erkek Tesadüf Değil Erkek Şiddeti projesinin söylem analizi,” erkek şiddetinin çözümüne ilişkin girişim ve tahayyüllerde erkek kategorisini yeniden düşünmeye ve böylece sorumlu faillerinin dönüşümünü sağlayarak çözüme ulaşmaya çağırıyor. Bianet’in 2018 yılında gerçekleştirdiği bu projedeki şiddet ve erkeklikler hakkında yazan 52 metnin eleştirel söylem analizine dayanarak kendini ötekine açan bir erkek öznelliğinin imkanlarını tartışıyor. İkinci yazı ise Andrea Krizsan and Conny Roggeband’ın biziyakından ilgilendiren “Locating the Opposition to Istanbul Convention in the Multilayered Dynamics of Gendered Challenges: Reflections on an Actor- Centered Analysis on Eastern Europe: Politicizing Gender and Democracy in the Context of the Istanbul Convention,” kitabının incelemesi.

Üçüncü dosyamız olan Temsil ve Kurmacada Cinsiyet Sınırlarında’nın ilk makalesi, Jeanette Winterson’ın ilk romanı Oranges are not the Only Fruit’u, bildungsroman (oluşum roman) perspektifinden inceleyen “Crossing the Borders of the Genre and Gender: Jeanette Winterson’s Redefinition of the Bildungsroman in Oranges are Not the Only Fruit” isimli makale. Dilek Öztürk Yağcı, romanın kahramanı Jeanette’in “normal” ve “doğal” olanı yeniden tanımlayarak feminist lezbiyen kimliğiyle topluma karşı büyümesini, erkek kahramanların normatif kişisel gelişim anlatılarına çarpıcı bir alternatif olarak inceliyor. Tuğba Karabulut, “H.D.’nin ‘Bahçe’ adlı Şiirinde Kadınlık Temsilinin Yeniden Konumlandırılması” başlıklı yazısında bizlere avangard edebiyatın pek az bilinen, son derece ihmal edilen bir şairini, Hilda Doolittle’ı, anlatılıyor. H.D. mahlasıyla bilinen Doolittle’ın bu yazının konusu olan “Garden” (Bahçe) başlıklı şiirinin İmgeci şiirin temsilci olmasının ötesine geçtiğini ve kullandığı imgelerle kalıplaşmış kadınlık imgelerine alternatif bir kadınlık imgesi sunduğunu, dahası ataerki nasıl sorguladığını ortaya koyuyor. Lakin yazının bizce en önemli yanı birçok alanda da hâlâ kendi gitmiş ama bizlere anlaşılmak, anlatılmak, hatırlanıp hatırlatılmak üzere isimleri miras kalan kadınlardan birine dair oluşudur. Kendisine bu yolda omuz veren Ezra Pound üstad olarak anılıp anlatılmaya devam ederken adı pek anılmayan H.D.’nin bu yazıda ele alınmadı edebiyat kanonlarına karşı devamı gelmesi gereken bir meydan okumadır. “Sabahat Filmer ve Binnaz (1919): Sinemasal Bir Palimpsestte Gerçek ve Kurmaca, ya da Kadınların Eylemliliğini Anlamak” makalesinde Sinematik palimpsesti bir kavram ve analoji olarak kullanan Balan, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti sinema tarihinde ismi çok fazla anılmayan Sabahat Fimler’in biyografisi ile 1919 tarihli Binnaz filminin, çok katmanlı bir okumasını yapıyor.