• Birincil Dil: Türkçe

  • Konu:  Kadın Araştırmaları

  • Araştırma Bölümü: Araştırma Makaleleri

  • Yazar/lar: Alev ÖZKAZANÇ, Özkan AGTAŞ
  • Tarih: 1 Ocak 2018

Nefret söylemi, hukuk ile siyaset arasındaki kesitte tekinsiz bir yer işgal etmeyi sürdürüyor. Öyle ki nefretin taarruzları karşısında hukuktan koruma talep etmenin aciliyeti, sansür ve cezalandırma talebiyle göreve çağrılan hukukun muhafazakar dairelerinde kaybolma endişesiyle aynı anda güçleniyor. Oysa tek başına buradaki açmaz ve muğlaklık bile, nefret ifadelerini, hızla içerisine sürüklendikleri hukuk çemberinin dışında yeniden düşünmeyi şart koşmaktadır. Nitekim bu makalede hedeflediğimiz şey de, nefret söylemine dair hakim yaklaşıma güçlü bir eleştiri getirmiş ve hukuku/devleti asıl fail yerine koyan politikaların sakıncalarına işaret etmiş olan Judith Butler’ın düşüncelerine atıfla söz konusu tartışmayı derinleştirmeye çalışmaktır. Burada Butler’ın argümanlarını özellikle dilin yaralayıcılığı, konuşmacıya atfedilen egemen rol ve performatif siyaset nosyonları üzerinden değerlendireceğiz. Butler’la birlikte biz de, dilsel yaralanmaya karşı koyan yaratıcı ve altüst edici bir performatif siyaset içerisinde üretilen failliğin önemini vurgulayacağız.

Judith Butler, Nefret Söylemi, Dilsel Yaralanma, Egemenlik Eleştirisi, Performatif Siyaset

Alev ÖZKAZANÇ, Özkan AGTAŞ