• Birincil Dil: İngilizce

  • Konu:  Kadın Araştırmaları

  • Araştırma Bölümü: Araştırma Makaleleri

  • Yazar/lar: Emek Bakanoğlu Kalkavan 

  • Tarih: 16 Aralık 2025

Bugünün dünyasında en önemli halk sağlığı sorunlarından bir tanesi kanserdir ve ölümle yakından ilişkilidir. Dünyanın yaşlanan nüfusuna bakıldığında, kadınlar nüfusun yarısını oluşturmakta ve günümüz bilimsel çalışmalarında cinsiyete dayalı kanser riskleri tartışılmaktadır. Literatürde her 20 kadından birinin kansere yakalandığı, her 33 kadından birinin ise kanser nedeni ile hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Borderline over tümörleri de kadınlarda görülen over kanserlerinin %15’ini oluşturması nedeni ile oldukça önemlidir. Borderline over tümörleri en sık 30-50 yaş aralığında, genellikle 40 yaş altı genç kadınlarda teşhis edilmektedir. Tüm tedavi aşamaları kadın ve ailesinin birlikte değişim gösterdiği önemli süreçlerdir. Toplum içerisinde adı duyulduğunda bile korku duyulan, adı kanser olan zor bir hastalıkla mücadele etmek, hasta bireyin günlük yaşama uyumunda sorunlara neden olabilmekte ve hem bireysel hem ailesel hemde toplumsal boyutta krizler yaşanabilmektedir. Kadın ve ailesine verilen etkili sağlık bakım hizmetlerinin, bu sürece uyumlarını kolaylaştırdığı bilinmektedir. 

Bu makale, borderline over tümörü teşhisinin ardından geçirdiğim operasyon ve kemoterapi sürecinde tüm yaşadıklarımı biyo-psiko-sosyal boyutları ile aktarmak amacıyla yazılmıştır. Bu süreçte tüm fizyolojik, psikolojik ve sosyal gereksinimlerimi, bilgi edinme çabalarımı, yeterli bilgiye erişim sınırlılıklarımı ve bilinmezlikleri, mevcut tıbbi bilgilerle birlikte, toplum içerisinde benimle aynı teşhise sahip kişilere anlatmak için bir evlat, bir eş, bir anne, bir hemşire ve bir akademisyen olarak kişisel deneyimlerimle otoetnografik olarak ele aldım. 

Otoetnografik araştırma, borderline over tümörleri, hemşirelik bakımı deneyimleri 

Emek Bakanoğlu Kalkavan