Bu makalenin amacı, siyasi sığınmacı olarak Türkiye’ye göç eden İranlı kadınların devletle gündelik ilişkilerini, bununla bağlantılı olarak kimlik algılarındaki değişimi ve toplumsal dışlanmaya karşı gündelik direniş yöntemlerini feminist eleştirel bir perspektifle incelemektir. Makaleye konu olan araştırma, 2011-2013 yılları arasında Ankara, Eskişehir ve Çankırı şehirlerinde katılımcı gözlem ve vaka çalışmalarıyla gerçekleştirilmiştir. Vaka çalışması kapsamında görüşme yapılan bireylerin tamamı, İran’daki rejime muhalif olan ve bahsedilen yıllar arasında geçici olarak Türkiye’de kalan Fars, Lur ve Kürt etnik kökenli sol görüşlü kadınlardır. Türkiye’deki günlük yaşama doğrudan etki eden yasal sınırlamaların yanı sıra kültürel, siyasi, ekonomik ve cinsiyet temelli faktörler, Siyasi Sığınmacı kadınların kimlik ve topluma dair algılarında etkilidir. Sığınmacı kadınların Türkiye’de geçici olarak kalmaları, çalışma izinlerinin bulunmaması ve kalacakları şehri seçme hakkına sahip olmamaları, dil bilmeme sorunuyla birleştiğinde izolasyona ve toplumsal dışlanmaya sebep olmaktadır. Bu bağlamda İranlı sığınmacı kadınların devletle özellikle polis ve belediyelerle ilişkileri son derece sorunlu olup, onların yaşam alanını Diaspora’daki siyasi topluluklarının dar çerçevesine hapsetmektedir.
Sanam VAGHEFİ