İnsan ticareti özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra dünyada büyüyen önemli bir küresel sorun haline gelmiştir. Türkiye insan ticareti bağlamında coğrafi konumu ve ekonomik durumu nedeniyle hem transit hem de hedef ülke konumundadır. Türkiye’de insan ticareti daha çok kadınların cinsel istismar amacıyla sömürülmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Çalışmada Türkiye’deki cinsel istismar amacıyla yapılan uluslararası kadın ticareti ve devletin insan ticareti ile mücadele politikası, seks işçiliğinin yasallaşması, sınır kontrolü ve mağdurları koruma ve tacirlerin yasal takibatı başlıkları altında feminist bir bakış açısından analiz edilmiştir. Feminizm, toplumsal cinsiyet odaklı bakış açısıyla mağdur odaklı bir insan ticaretiyle mücadele politikası öngörmektedir fakat dünyaca geçerli bir formül sunamamaktadır. Her ülke gibi Türkiye kendine has ekonomik, sosyal ve kültürel koşullara sahip olduğu için mağdur odaklı insan ticareti politikası oluştururken bu koşullarını göz önünde bulundurmalıdır.