Kemalist ideolojinin sınırlarını çizdiği milliyetçi projenin temelini, ev ve aile oluşturmaktaydı. Kadınlar doğurganlık ve annelik rolleri ile gelecek kuşakların yetiştirilmesinde önemli bir rol oynayarak, Kemalist projenin taşıyıcısı haline indirgenmişlerdi. Kadınların eğitimi ise, hem milletin varlığı hem de gelecekte yetişecek vatandaşlar için temel önemdeydi. Bu bakımdan Köy Enstitüleri bir modernleşme pratiği olarak kadınların eğitimi açısından, bize farklı öngörüler sağlamaktadır. Köy Enstitüleri’nde kadınların en önemli görevi, köy kadınlarını yetiştirmek üzere belirlenmişti. Köy Enstitüleri’nde eğitim almış kadın öğretmenler köylere giderek, yeni bir ulusun inşası sürecinde köylü kadınların ve onların yetiştireceği vatandaşların eğitilmesine katkı sağlayacaklardı. Kadınların iş alanları daha çok kadınlık rolleri üzerinden şekillenmekteydi. Kadın öğretmenlerin köylere öğretmen olarak giderken alacakları demirbaş eşya, dikiş makineleriydi. Onların deneyimleriyle öğretmen olmanın dışında bir de meslek edinmişlerdi. Bu meslek daha çok köylerdeki kadınlara ve kızlara öğretilmesi gereken bir meslekti. Enstitülerin özellikle “iş içinde eğitim ilkesi”ne göre temellendirdikleri eğitim politikası, kadınlar açısından eviçi işlerin bir devamı niteliğindedir.
Semiha Tuna