Bu yazı, modern tıbbın tarihi yazılırken ve modern tıbbi bilgi üretilirken, kadınların sağaltım bilgisinin bu süreçlerin dışına atıldığını, ikincilleştirildiğini, görmezden gelindiğini ortaya koymaktadır. Makalenin takip ettiği argümana göre, modern tıp, objektiflik, kanıtlanabilirlik, akılcılık ve ilerlemecilik ilkeleri etrafında şekillenirken, kadınların eskilerden beri sözlü aktarımla, çıraklıkla biriktirdikleri sağaltım bilgisi, botanik bilgisi ve bakım bilgisi, bu ilkelere uymadıkları iddiası ile özellikle kayda geçirilmedi. Dahası, kadınların elinde tuttuğu tıbbi bilginin önemli bir bölümü modern tıbbın kaynaklarından birisi olarak değerlendirilmedi ve sistematik olarak, bilinçli bir şekilde yok edildi. Böyle bir tarihin ve pratiğin dışına atılma olayı, hem ataerkil anaakım tarih yazımı hem de modern bilimin ataerkil ideoloji ile biçimlenen işleyiş ilkeleri ile ilgilidir. Bu yazı, beyaz, batılı, rasyonel, modern erkek tıp figürünü merkeze alarak ilerleyen tıbbın karşısına on yedinci yüzyıl civarlarından, farklı coğrafyalardan üç hikâye çıkarmaktadır. Birinci hikâye, Avrupalı cadıların şeceresi tutulmayan, yakılan şifalı bitki bahçeleridir. İkincisi, adları tıp tarihine yazılmayan, varlıklarını yine kadınların mektuplaşmalarından öğrendiğimiz çiçek aşısı yapan Osmanlı İstanbul’undan kocakarılardır. Üçüncüsü ise, Cinchon Kontesinin, anavatanı And Dağları olan ve kabuklarından yapılan ilaçla sıtmayı iyileştiren kınakına ağaçlarını Avrupa’ya tanıtması hikâyesinin hayalci bulunması ile ilgilidir.
Tıp Sosyolojisi, Modern Tıbbın Doğuşu, Modern Tıp Tarihi, Tıp Tarihinin Cinsiyetlendirilmesi, Şifacı Kadın
Nihan BOZOK