Eril ideolojinin mimarı olarak bilinen Antik Yunan Mitolojisi, dünya çapında her kadının her çağda yüzleşmeye ve yaşamaya maruz bırakıldığı durumun gerçek bir resmini sunar. Geleneksel felsefenin fosilleşmiş fikirleriyle beslenen mitolojik anlatılar, cinsiyetler arasındaki kutuplaşmayı ortaya çıkaran, içselleştiren ve meşrulaştıran bir düzenin tam da merkezinde yer alır. Her ne kadar mazide kurgulanmış ve bitmiş gibi görünse de, mitolojik olaylar ve karakterler günümüzü yansıtmaktadır: geçmişten günümüze menfi kadın algısıyla ilgili olarak hiçbir şey değişmemiştir. Bu makale, erkek eliyle yazılmış hikayelere razı gelmeyip kendi gerçeklerini yazmasına olanak sağlayacak saklı güçlerini keşfetmek üzere kadınları uyanışa geçiren feminist yazar Cixous’nun yankılarını taşır. Bu doğrultuda, bu çalışmada mitolojik hikayeler, ataerkil ve fallus merkezli düzenin dinamiklerini altüst etmek amacıyla “dişil yazı” kavramı dahilinde yeniden tasavvur edilecektir.
Klasik mitoloji, toplumsal cinsiyet kalıpları, ataerkil ideoloji, fallosantrizm, Hélène Cixous
Ebru Uğurel Özdemir