Bu çalışma Tunç Okan’ın Otobüs 1974 ve Sarı Mercedes 1992 filmlerindeki erkeklik temsillerini analiz edecektir. Filmler, genelde göç, özelde yolda olma hali bağlamında tartışılacaktır. Tartışmanın teorik arka planında Spivak’ın 1992 “madun konuşabilir mi?” ve Maggio’nun 2007 “madun duyulabilir mi?” soruları ödünç alınarak iki film tartışılacaktır. Çalışmanın ana sorusu, eğer erkeğin erkekliği hep başka iktidar formlarının nezdinde, onlarla ilişkili ve onlar tarafından üretiliyor ve aynı zamanda başka iktidar formlarını üretebiliyorsa; bu iktidar formlarının olmadığı ya da etkisinin azaldığı göçme haline bağlı yersiz yurtsuzluk halinde erkeklik kurgusu nasıl kırılıyor ve nasıl tamir ediliyor etrafında şekillenmektedir. Madunun konuşamadığı, kimlik olarak yer bulamadığı, mekan hakimiyetini kaybettiği Otobüs filminde, iktidarın kurumsallaştırdığı aygıtlar üzerinde hakimiyetini kaybetmiş bir erkeklik kurgusu öne çıkmaktadır. Sarı Mercedes filminde ise konuşan ama duyulamayan madun, herhangi bir mekana ait değildir. Kırılmış, çizilmiş erkekliğinin ikamesi arabasıdır ancak filmin sonunda o da “perte çıkmıştır”. Yol aracılığıyla bağlamdan kopup madunlaşan erkeklikler bastırılmış ya da kışkırtılmıştır.