Annelik kavramı günümüzde hem geleneksel içeriğini koruyor hem de modern değişimlerle birlikte yeni anlamlar kazanıyor. Ancak annelik kurgusunun hâlâ kadınları kategorize eden ve anne olmayı tercih etmeyenler kadar edenlerin de üzerinde baskı yaratan bir içeriği var. “İdeal anne” söylemiyle birçok ikilik yaratılıyor ve bu ikilikler tüm kadınları etkiliyor. Bu yazı, “kutsal” ve “içgüdüsel” annelik mitini eleştirmeyi, “modern annelik” kurgusuyla oluşturulan beklentiler yüzünden annelerin nasıl etkilendiklerini konuşmayı amaçlıyor. Alternatif annelik tahayyülleri oluşturma ve gönüllü çocuksuzluk meseleleri de bu “ideal aile” ve “ideal anne” konseptleriyle olan karşıtlıkları bağlamında ele alınıyor. Çalışmada tüm bu noktalar, Elisabeth Badinter’den Kadınlık Mı Annelik Mi?, Tina Miller’dan Annelik Duygusu: Mitler ve Deneyimler ve Corinne Maier’den No Kid üzerinden karşılaştırmalı bir okuma yapılarak değerlendirilecek; yazılı ve dijital kaynaklardan derlenen annelik tecrübelerinden de örnekler sunulacaktır.