Kürtajın kabul edilebilir ya da izin verilebilir bir eylem olup olmadığını etik ve hukuki temellerde tartışan pek çok argüman bulunmaktadır ve kürtaj tartışmalarına çoğunlukla “hak” temelli argümanların hakim olduğu görülmektedir. Tartışma genellikle yaşama hakkının hangi noktada başladığı ve kişinin otonomi hakkının sınırları üzerinde dönmektedir. Genel olarak kabul gören ve feministlerce de kullanılan bu argümanlar yine bazı feministlerce eleştirilmiş ve feminizmin kürtajı hangi temelde savunması gerektiği ayrı bir tartışma konusu olmuştur. Hak söylemi ceninin yaşama hakkı ile kadının kendi bedeni üzerinde tasarruf hakkını karşı karşıya getirmekle ve kadının ezilen cinsiyet ve hamile kalabilen tek cinsiyet olarak özel durumunu görmezden gelinmesine yol açmakla eleştirilmiş ve hak söylemine alternatif olarak daha geniş bir üreme özgürlükleri çerçevesi, özen etiği, ve sorumluluk ve karar verme yetkisi konuları gündeme getirilmiştir. Kürtaja erişimin yasal ve güvenli olması gerektiği fikrinde buluşan feministler için bile geriye kürtaj konusunda cevaplanması gereken pek çok soru kalmaktadır. Bunlardan biri de cinsiyet seçimi için yapılan kürtajın kadının bilgi edinme ve seçme hakkına zarar vermeden nasıl engelleneceğidir.