Türkiye’de 1930–60 yılları arasında kadınlara hitap eden başlıklarıyla cinsi ve cinsî terbiyeye yönelik bir dizi metin yayımlandı. Kadınlara, erkeklerle nasıl konuşulacağını, bedenlerini nasıl terbiye etmeleri gerektiğini ve toplum içindeki uygun davranışları öğretmeye talip olan bu dergi ve kitaplar doğa-kültür, beden-zihin gibi kavramsal ayrımlarla hizalanan yerleşik bir akıl yürütmeden ve on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da gelişen popüler seksoloji söyleminden beslendiler. Tüm bu metinlerde kadın bir dizi akıl yürütme ile aşamalı bir biçimde görünmez kılınır. Metinlerin kurgusuna göre kadının yeri evdir ve onu görünür kılan da sadece evde yapması gereken işler ve kocanın bakımıdır. Öte yandan görünmezlik de kadına gizem ve erdem olarak sunulur. Gizem ve erdem kadının tek hareket alanı olarak kalan bedenini de istila eder ve cinsellikten alınacak haz da fazilet ve sapkınlık gibi iki uçta tanımlanır.