Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün 2008 yılında yaptığı bir araştırmaya göre kadınlara birlikte oldukları erkekler tarafından uygulanan şiddet; kadınların yaşamlarında en çok karşılaştıkları şiddet türüdür. Araştırmaya göre kadınlara sevgilileri ya da eşleri tarafından uygulanan şiddet, yabancı ya da tanıdıkları kişiler tarafından taciz ya da tecavüze uğrama durumundan da yaygın. Bu bağlamda Türkiye Sineması’nda aile içi şiddeti doğrudan konu edinen ya da değinen filmlere bakmak, söz konusu şiddetin yönetmenler tarafından nasıl yorumlandığını analiz etmek açısından önem kazanıyor. Son on yılın Türkiye Sineması’nda ev içi alanda şiddete temas ettiği düşünülen filmler sırasıyla “İtiraf” Zeki Demirkubuz 2001 , “Gönül Yarası” Yavuz Turgul 2004 , “Banyo” Mustafa Altıoklar 2005 , “İki Çizgi” Selim Evci 2008 , “Vicdan” Erden Kıral 2008 , “Üç Maymun” Nuri Bilge Ceylan 2008 , “Sıcak” Abdullah Oğuz 2008 ve “Geriye Kalan” Çiğdem Vitrinel 2011 olarak karşımıza çıkar. Söz konusu filmlerde erkek karakterlerin ev içi alanda uyguladıkları şiddetin hangi nedenler çerçevesinde sunuldukları, filmlerin temsil politikaları aracılığı ile söz konusu şiddetin meşru kılınıp kılınmadığı araştırılırken, Gönül Yarası ve Vicdan filmlerinde kadın karakterler eşleri tarafından öldürüldüğü için namus cinayeti kavramı da analize dahil edilecektir.
Gül YAŞARTÜRK
Akdeniz Üniversitesi, İletişim Fakültesi