2010 yılının sonunda Wikileaks kurucusu Julian Asange’ın cinsel saldırı ve tecavüz ithamıyla tutuklanması hararetli bir tartışmaya yol açtı. Assange olayı, siyaset, hukuk ve cinsellik arasındaki karmaşık ilişkiler üzerine düşünmek için çok verimli bir zemin sunuyor. Bu yazının asıl amacı da, özellikle Amerika ve İsveç’teki tartışmalardan yola çıkarak feminist siyaset ve feminist hukukla ilişkili olarak tecavüz yasalarının eleştirel bir incelemesini yapmak olacak. Bu amaçla bu yazıda konuyu üç temel aşamada ele alacağım. İlk bölümde olayın Amerika ve İsveç’te nasıl farklı bağlamlarda ele alındığına dair karşılaştırmalı bir analiz yapacağım. Bu analizde amacım, devlet, hukuk ve cinsellik ilişkine dair bu iki farklı tartışma bağlamından feminist siyasetin üzerinde düşünmek zorunda olduğu sorunları ortaya çıkarmak olacak. İkinci olarak İsveç’te en net ifadesini gördüğümüz üzere, Batılı ülkelerde tecavüz yasalarında egemen olmaya başlayan yeni gelişmeler ışığında feminizmin hukuk alanında kazandığı mevzilere ilişkin bir sorgulamaya girişeceğim. Nihayet, feminizmin hukuk alanında kazandığı bu yeni konum ile ileri kapitalist ülkelerdeki feminist siyasetin bazı önemli sorunları arasındaki ilişkileri göstermeye çalışacağım.