Günümüzde “göçün kadınsılaşması” olgusunun kabulüne rağmen, ana akım göç araştırmalarında toplumsal cinsiyeti analitik bir kavram olarak kullanan ve göç alıcı ülke bağlamında göçmen kadınların deneyimlerine ışık tutan çalışmalar çok yaygın değildir. Özellikle misafir işçilik rejimlerinin geleneksel “aile birleşimi” temelli göç şemalarında kadınların göçü halen “ikincil” ve “bağımlı” göç olarak tanımlanmaya devam etmekte, göçmen kadınların iş piyasası, siyasal katılım ve yurttaşlık gibi konularda katkıları ihmal edilmektedir. Bu makalede kadınların özellikle topluluk hizmetlerinin örgütlenmesi ve yurttaşlık mücadelesi açısından oynadıkları rolleri 1974 yılında kurulan Hollanda Türkiyeli Kadınlar Birliği HTKB ve birliğin faaliyetlerine aktif olarak katılan kadınların deneyimleri üzerinden incelemeyi hedefliyorum. Çalışma, 2007-2008 yıllarında Hollanda’da gerçekleştirilen, eski HTKB’li kadınlarla yapılan derinlemesine görüşmeler ve HTKB arşivinden elde edilen verileri de içeren daha geniş bir nitel alan araştırmasına dayanmaktadır. Makalenin giriş bölümünde göç ve toplumsal cinsiyet ilişkisi üzerinde duracağım. İkinci bölümde, Hollanda’da ilk kuşak Türkiye kökenli kadınların iş piyasası ve topluluk hizmetlerindeki deneyimlerine, bunu takip eden bölümde ise özel olarak HTKB deneyimine odaklanacağım. Bu deneyimlerden hareketle makale, son dönemlerde göçmen kökenli kadınları neoliberal bir yurttaşlık çerçevesinden bir “problem kategorisi” olarak inşa eden entegrasyon ve özgürleşim perspektifine yönelik eleştiriler ile son bulacaktır.