Türkiye’de ebelik tarihsel bakımdan farklı kırılma noktalarına sahiptir. Osmanlı döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında ebelerle modern tıp arasındaki gerilim geleneksel ebeliğin tasfiyesi ile son bulmuştur. Sonrasında ise modern ebeliğin teşkili ile birlikte ebelerin çalışma yerleri doğum evleri ve hastaneler olarak biçimlenmiştir. Türkiye’de 1961’de başlayan sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi sürecinde kurulan sağlık ocakları ve sağlık evlerinde ebelere yeni görevler verilmiş ve bir anlamda ebelik yeniden tanımlanmıştır. Kırk üç yıl süren bu dönemde devlet, ebeler aracılığı ile köylerin, mahallelerin ve hanelerin içine kadar uzanmıştır. Sosyalleştirilmiş sağlık hizmetleri yasasıyla, doğurgan çağ kadınlar ve 0-6 yaş çocuklara hizmet vermesi planlanan ebelerin esas görev yeri de bu süreçte ev olarak şekillendirilmiştir. Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci basamak sağlık hizmetleri yapılanmasını bir de ebeler açısından değerlendirmeyi ve toplumsal cinsiyet bağlamında ebelerin sağlık ocağı, köy, mahalle ve ev ile ilişkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, sosyalleştirilmiş sağlık hizmetleri için bir laboratuvar görevi gören Ankara Çubuk’taki sağlık ocaklarında çalışmış iki ebe ile derinlemesine görüşmeler yapılmış ve devletin iktidarının ebelerin hizmetleri aracılığı ile sağlık ocaklarının ötesine nasıl taşındığı gösterilmeye çalışılmıştır.
Toplumsal Cinsiyet, Mekân, Sosyalleştirme, Ebelik, Sağlık Ocağı
Nüket PAKSOY ERBAYDAR