Tıp etiğinde, kürtaj olgusuna yaklaşım için geliştirilen argümanların çoğunda “hak” merkezi bir kavramdır. Embriyonun “yaşama hakkı” ile kadının “kendi bedeni üzerinde karar verme hakkı”nın karşılaştırılması çerçevesinde ve bir “çıkarlar çatışması” olarak tartışılan konu, bu haliyle tüm boyutlarıyla ele alınamamakta; belki de en önemli nokta gözden kaçmaktadır. Bu yazıda, konuyu “kadın bakış açısıyla” ele alan bir argüman geliştirmeye çalışacağım. Kadının benlik duygusunun başkalarıyla süreklilik içinde olduğundan hareket ederek, kürtaj olgusunda embriyo ile kadının karşıt taraflar olmadığına, ve durumdan kadının da zarar gördüğüne dikkat çekeceğim. Bu bağlamda kürtaj karşıtı argümanlarda embriyoya karşı işlenen bir “cinayet” olarak tanımlanan kürtaj olgusunu, aslında, bir tür “intihar” olarak nitelendirmeyi önereceğim.