Kadınlık ve erkeklik biyolojik olmaktan çok toplumsal bir üretimin sonucudur. Kadının toplumsal hayattaki konumlanışı, iş hayatı ve ev içi emek konularında bu toplumsal üretimin izlerini görmek mümkündür. Ev içi iş bölümünde kadın aleyhine işleyen yapı kadının iş hayatını da etkilemektedir. Bu bağlamda akademide kadının deneyimlediği cinsiyete dayalı baskılar, çalışmamın konusunu oluşturmaktadır. Kadının akademi yaşamında genelde cinsiyet ve özelde ise anneliği üzerinden yaşadığı rol çatışmalarını ortaya koymak bu çalışmanın temel amacıdır. Bu amaca ulaşmak için Walby’nin patriyarka ve Acker’ın cinsiyetlendirilmiş kurum kuramıyla ele aldım. Seküler bir şehrin köklü bir üniversitesi olan Ege Üniversitesi, mesleki aidiyetimin geliştiği ve kadınlık deneyimlerimin şekillendiği Edebiyat Fakültesi’nin çeşitli bölümlerinden yedi kadın akademisyenle derinlemesine görüşme yaptım. Onların akademik kariyeri boyunca cinsiyete dayalı deneyimlerini feminist metodolojiye uygun olarak betimsel analize tabi tuttum. Kadının, akademiye giriş, akademik kariyer, evlilik ve çocuk sahibi olma süreçlerinde görece demokratik olması beklenen akademide dahi eril tahakkümle karşılaştıkları ortaya çıkmıştır.
kadın anlatıları, patriyarka, toplumsal cinsiyet, kamusal alan, akademi