• Birincil Dil: Türkçe

  • Konu:  Kadın Araştırmaları

  • Araştırma Bölümü: Araştırma Makaleleri

  • Yazar/lar: Mine EGBATAN
    Bilkent Üniversitesi

  • Tarih: 1 Ocak 2011

Kadınlık veya erkekliğe dair rollerin karşı cinse mensup kişiler tarafından canlandırıldığı yerlerin incelenmesi toplumsal cinsiyet ile ilgili yeni bir bakış açısı getirmesi açısından önemlidir. Bu yerlerdeki yaşamı inceleyen filmler toplumsal cinsiyeti ilgilendiren konulara atıf yapması açısından önemli kaynaklar olarak değerlendirilmektedir. Jennie Livingston tarafından yönetilen Paris is Burning filmi de transseksüeller, toplumsal cinsiyet ve görece ırk ile ilgili konulara dikkat çekmesi açısından bu alanda eşsiz bir kaynaktır. Filmde New York’ta yaşayan siyahî gey ve transseksüellerin yaşamları ele alınmakta ve bu kişilerin toplumsal cinsiyet ve kadınlık ile ilgili konulardaki tanım ve değerlendirilmelerine yer verilmektedir. Bu makalede, Paris is Burning filmi incelenerek filmdeki gey ve transseksüellerin toplumsal cinsiyet ve kadınlık ile ilgili söylemleri üzerinde durulacak ve filmdeki bu kişilerin toplumsal cinsiyet ile ilgili yaklaşımlarının heteroseksist ve ataerkil söylemlere karşı çıkan, toplumsal cinsiyet ile ilgili devrimci ve yeni bir yaklaşım getirip getiremediği tartışılacaktır.

toplumsal cinsiyet, kadınlık, ataerkillik, heteroseksizm, Paris is Burning filmi

Mine EGBATAN  
Bilkent Üniversitesi